Son günlerde, ABD'nin toplam borcu ilk kez 37 trilyon doları aşarak tarihi bir zirveye ulaştı. Bu şaşırtıcı rakam, ABD'nin her gün 3 milyar dolar kadar faiz ödemesi gerektiği anlamına geliyor. Covid-19 pandemisinin patlak vermesinden bu yana, ABD borcu 14 trilyon dolar artmış durumda ve bu durum, faiz indiriminin kaçınılmaz bir seçenek haline gelmesini doğrudan tetikledi.

Böylesine büyük bir borç yüküyle karşılaşan Fed, iki arada bir derede kalmış durumda. Mevcut durumu korumak, ABD'nin borç faizlerini ödeyememe riskiyle karşılaşabileceği anlamına geliyor ki bu da doların konumunu ciddi şekilde tehdit eder. Ancak, faiz indirimine gitmek (aslında dolaylı olarak para basmak) ise aktif bir değer kaybı anlamına gelir ve bu da doların güvenilirliğini zayıflatır.

Bu durumda, Trump'ın kripto para birimlerine, özellikle de stablecoin'lere verdiği destek, dolar için bir alternatif arayışı olarak değerlendirilebilir. Bu hamle, geleneksel finans sisteminin karşılaştığı zorlukları ve dijital para birimlerinin artan önemini yansıtmaktadır.

Mevcut küresel ekonomik koşullarda, merkeziyetsiz bir dijital varlık olarak Bitcoin (BTC), giderek değer koruma ve güvenli bir liman olarak görülmektedir. Tek bir ülkenin para politikası etkisinde olmama özelliği, onu çalkantılı finansal ortamlarda benzersiz bir avantaj sunmaktadır.

ABD borç krizi derinleştikçe, 2024'te faiz indiriminin kaçınılmaz hale geldiği görünüyor. Bu adımın küresel ekonomik düzen ve kripto para piyasasının gelişimi üzerindeki etkileri, sürekli olarak dikkat etmemiz gereken bir konu. Geleneksel finans sisteminin zorluklarla karşılaştığı bu günlerde, istikrarlı ve güvenilir zenginlik sabitleme yöntemleri aramak özellikle önem kazanmaktadır.