Bitcoin Yarılanma: Arz ve talep açısından gelecekteki hareketlerin derinlemesine analizi

Bitcoin'in dördüncü yarılanmasının yaklaşmasıyla, önceki birkaç döngüye dayanan araştırmalarla gelecekteki eğilimleri doğru bir şekilde tahmin etmenin zor olduğunu düşünüyoruz. Örneklem boyutu küçük, bu nedenle bu modelleri meydana gelecek duruma genellemek zor. Ayrıca, ABD'de spot Bitcoin ETF'sinin piyasaya sürülmesi, piyasa dinamiklerini yeniden şekillendirerek BTC talebine yeni bir referans noktası oluşturdu ve bu döngüyü benzersiz kıldı.

Mevcut fiyat hareketinin, uzun vadeli bir boğa piyasasının başlangıcı olabileceğini düşünüyoruz. Fiyat artış trendinin, arz ve talep dengesini sağlamak için daha fazla ilerlemesi gerekiyor. Bir sonraki yarılanmaya bir aydan fazla bir süre kaldı; o zaman madencilerin Bitcoin dağıtım ödülü, her blok için 6.25 BTC'den 3.125 BTC'ye düşecek.

Yeni Bitcoin arz kısıtlamasının önemli bir etken olduğu doğru, ancak bu sadece birçok değişkenden biridir. 2020 başından beri işlem görebilir Bitcoin miktarı düşüş göstermekte, bu da önceki döngülerle karşılaştırıldığında önemli bir değişimdir. Ancak son veriler, geçen yılın dördüncü çeyreğinin başından beri aktif BTC arzının 1.3 milyon adet arttığını, aynı dönemde yeni çıkarılan Bitcoin miktarının ise sadece yaklaşık 150 bin adet olduğunu göstermektedir. Pazarın arzı absorbe etme kapasitesi geçmişe göre daha güçlü olsa da, bu karmaşık pazar dinamikleri arasındaki etkileşimleri aşırı basitleştirmemeyi öneriyoruz.

Yarılanma, belirlenen mekanizma doğrultusunda devam edecektir, ta ki tüm 21 milyon Bitcoin madencilikten çıkarılana kadar, bunun 2140 civarında gerçekleşmesi beklenmektedir. Yarılanmanın önemli bir anlamı, Bitcoin'in benzersizliğini vurgulamaktır: sabit, deflasyonist bir arz planı, nihayetinde bir arz tavanı oluşturur. Bu sıkça göz ardı edilir. Fiziksel mallardan farklı olarak, Bitcoin arzı esnek değildir ve fiyat değişikliklerine duyarsızdır. Ayrıca, Bitcoin bir büyüme hikayesidir; ağın faydası, kullanıcı sayısı arttıkça genişler ve bu, token değerini doğrudan etkiler.

Yarılanma döngülerinin Bitcoin performansı üzerindeki etkisini analiz etmenin sınırlamaları vardır, çünkü tecrübemiz yalnızca üç yarılanma olayıyla sınırlıdır. Önceki yarılanma olayları ile Bitcoin fiyatı arasındaki korelasyon araştırmaları temkinli bir şekilde yorumlanmalıdır, çünkü örneklem büyüklüğü küçük olduğu için kalıpları genellemek zordur. Daha güçlü sonuçlara ulaşmak için daha fazla yarılanma döngüsüne ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, korelasyon nedensellik anlamına gelmez; piyasa duygusu, benimseme trendleri ve makroekonomik koşullar gibi faktörler fiyat dalgalanmalarına neden olabilir.

Amerika'nın spot Bitcoin ETF'si piyasa dinamiklerini yeniden şekillendiriyor ve yeni bir talep noktası oluşturuyor. ETF'ye olan akışın büyük kısmı arzı yavaş, sürekli bir şekilde absorbe etmesi bekleniyor. Şu anda ETF'nin günlük ortalama BTC spot işlem hacmi yaklaşık 40-50 milyar dolar olup, küresel merkezi borsa toplam işlem hacminin %15-20'sini oluşturarak kurumsal yatırımcılara yeterli likidite sağlıyor. Uzun vadede, bu istikrarlı talep Bitcoin fiyatı üzerinde olumlu bir etki yaratabilir ve daha dengeli bir piyasa oluşturabilir.

Amerika'daki spot Bitcoin ETF'leri son iki ayda 9.6 milyar dolar net akış çekti ve yönetim altındaki toplam varlık 55 milyar dolara ulaştı. Bu ETF'lerin tuttuğu BTC'nin toplam net artışı, aynı dönemde madencilerin ürettiği yeni arzdan neredeyse üç kat daha fazla. Küresel olarak tüm spot Bitcoin ETF'leri şu anda yaklaşık 1.1 milyon Bitcoin tutuyor ve bu, toplam dolaşım arzının %5.8'ini oluşturuyor.

Orta vadede, ETF'ler mevcut likiditeyi koruyabilir veya hatta artırabilir, çünkü büyük aracı kurumlar henüz bu ürünleri müşterilerine sunmaya başlamadı. ABD para piyasası fonlarında hala 6 trilyon doların üzerinde fon bulunduğu ve yaklaşan faiz indirimleri göz önüne alındığında, bu yıl büyük miktarda bekleyen sermayenin bu varlık sınıfına girmesi muhtemel.

Dikkate değer bir nokta, ETF'lerin elinde bulundurduğu Bitcoin'in merkeziyeti, ağ üzerinde bir istikrar riski oluşturmayacağıdır; çünkü yalnızca Bitcoin'e sahip olmak, merkeziyetsiz ağa veya düğümlerini kontrol etme yeteneğini etkilemez. Ayrıca, finansal kuruluşlar şu anda bu ETF'lere dayalı türev ürünler sunamamaktadır, bu türev ürünler mevcut olduğunda büyük katılımcıların piyasa yapısını değiştirebilir. Ancak, düzenleyici otoritelerin onayı birkaç ay daha sürebilir.

Ticaret için mevcut Bitcoin arzını ölçmenin bir yolu, dolaşım arzı ile akışsız arz arasındaki farkı almaktır. Glassnode verilerine göre, kullanılabilir Bitcoin arz seviyesi son dört yılda düşüş gösterdi ve 2020 başındaki 5.3 milyon BTC zirvesinden şu anda 4.6 milyon BTC'ye düştü. Bu, önceki üç yarılanma döneminde gözlemlenen kullanılabilir arzın sürekli artış eğilimiyle karşılaştırıldığında önemli bir değişimdir.

İlk bakışta, Bitcoin'in işlem kullanılabilirliğindeki düşüş, özellikle ETF'den gelen yeni kurumsal talebi göz önüne alındığında, performansının ana teknik desteklerinden biri gibi görünüyor. Ancak bu çerçeve, Bitcoin piyasası likidite dinamiklerinin karmaşıklığını tam olarak yansıtamaz çünkü "likit olmayan arz" statik bir arz anlamına gelmez.

Yatırımcılar, satış baskısını etkileyebilecek birkaç ana faktörü göz ardı etmemelidir:

1. Tüm likiditesi düşük Bitcoin'ler "sıkışmış" değildir. Uzun vadeli sahipler, fiyatlar yükseldiğinde kısmi kar elde edebilirler.
2. Bazı sahipler yakın zamanda satmayı düşünmüyor olabilir, ancak yine de Bitcoin'i teminat olarak kullanarak likidite sağlayabilirler.
3. Madenciler, işlerini genişletmek veya diğer maliyetleri karşılamak için Bitcoin rezervlerini satabilir.
4. Yaklaşık 3 milyon adet BTC'nin kısa dönem tutulum miktarı küçümsenmeyecek bir rakamdır; fiyat dalgalanmalarıyla birlikte spekülatörler yine de kâr elde edip çıkabilirler.

Bu anlamlı arz kaynaklarını dikkate almazsak, yarılanma ve ETF talebinin mutlaka kıtlık yaratacağı düşüncesi fazla basitleştirilmiş olur. Yaklaşan yarılanma olayının arkasındaki gerçek arz-talep dinamiklerini belirlemek için daha kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Bitcoin ETF'ye dahil olsa bile, aktif dolaşım arzının artış hızı ETF'ye akışın toplamından çok daha fazla. Geçen yılın dördüncü çeyreğinden bu yana, aktif BTC arzı 1.3 milyon adet arttı, oysa yeni çıkarılan Bitcoin sayısı yalnızca yaklaşık 150 bin adet. Aktif arzın bir kısmı, fiyat hareketlerinden faydalanmak ve gelirlerin azaldığı durumlarda likidite sağlamak amacıyla madencilerin rezervlerini satmasından kaynaklanıyor.

Ancak, madenci cüzdanlarının net bakiyesi azalmış olmasına rağmen, bu durum yeni aktif Bitcoin arzının çoğunluğunun diğer kaynaklardan geldiğini göstermektedir. Önceki döngülerde, aktif arz değişiklikleri yeni çıkarılan Bitcoin'in büyüme hızını beş katı kadar aşmıştı. Bu arada, pasif arz (bir yıldan fazla hareket etmeyen Bitcoin) son üç aydır sürekli olarak düşmektedir, bu da uzun vadeli yatırımcıların satış yapmaya başladığını gösterebilir.

Ancak, şu anda bu Bitcoin'lerden kaç tanesinin borsa satışı için transfer edildiği, çapraz zincir köprülerinde kilitlendiği veya diğer finansal işlemler için kullanıldığı net değil. Borsadaki Bitcoin bakiyesindeki net azalma, ETF dışında başka fon havuzlarının da uzun vadeli ve kısa vadeli sahiplerden borsaya olan transfer miktarını dengelemeye yardımcı olduğunu göstermektedir.

Spot piyasasındaki arz ve talep dinamikleri, yalnızca sermaye akışının bir kısmını yansıtır. Bitcoin, emtia benzeri bir türev çarpan etkisi gösterir; ödenmemiş Bitcoin türevlerinin nominal değeri, fiziksel Bitcoin piyasa değerinin belirgin şekilde üzerindedir. Bu nedenle, yalnızca spot kamu borsa verilerini analiz etmek, Bitcoin ekonomisindeki gerçek likidite ve benimseme durumunu tam olarak yansıtmaz.

"Uyku" Bitcoin'in aktivitesindeki artış, önceki boğa piyasası zirvesi ile örtüşse de, mevcut ortamda arz ve talep arasındaki etkileşimin kesin dinamikleri hâlâ belirsiz.

Bu döngü gerçekten farklı olabilir. ABD spot Bitcoin ETF'sinin sürekli günlük net akışı, bu varlık sınıfının önemli bir itici gücü olmaya devam edecektir. Yeni çıkarılan Bitcoin arzı yarılanma aşamasına geliyor, bu da piyasa dinamiklerinin daha da sıkılaşmasına yol açacaktır. Ancak bu, tedarik sıkışıklığı durumuna gireceğimiz anlamına gelmez.

Bitcoin spot ETF, yeni bir dijital varlık sınıfı haline geldi ve ana akım finansal kurumlar artık bunu geleneksel yatırım portföylerine dahil edebilir. Bu, Bitcoin'in ana akım benimsemesi açısından önemli bir kilometre taşıdır. Bu nedenle, mevcut fiyat hareketinin muhtemelen uzun vadeli boğa piyasasının başlangıcı olduğunu ve arz-talep dinamiklerini dengelemek için daha fazla fiyat artışına ihtiyaç duyulabileceğini düşünüyoruz.